''İLK KEZ AÇIKLIYORUM'' DEDİ VE MÜTHİŞ GELİŞMEYİ DUYURDU: ''BELKİ BU AKŞAM YAYINLANABİLİR''

Açıklama Gelebilir.

''İLK KEZ AÇIKLIYORUM'' DEDİ VE MÜTHİŞ GELİŞMEYİ DUYURDU: ''BELKİ BU AKŞAM YAYINLANABİLİR''

17 Haziran 2018 Pazar 23:07

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında çok önemli bir bilgi paylaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7'de yayınlanan "İskele Sancak Özel" programında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunmuş oldu. Sakarya'da

2-739.jpg

p-atileri k-esilen yavru köpeğin ö-lümü ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bu olayda da bunlara bizim mesafeli veyahut da bir müsamaha göstermek mümkün değil. Yani bizim için bu noktada bir insan ö-lümü neyse buna da böyle bakıyoruz" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Hayvanları Koruma Kanunu'nu AK Parti olarak 2004'te çıkarttıklarını anımsatarak, hayvan haklarıyla ilgili yeni yapmış oldurımları ve düzenlemeleri içeren hükümet tasarısını da seçimden sonrasında hızlıca yürürlüğe sokacaklarını bildirdi. Yeni düzenlemeyle kanunun yasak fiillere ilişkin yönetimsel para cezalarında önemli oranda bir artışa gidileceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Sahipli yada sahipsiz hayvanlara acımasız ve zalimce muamelelerde bulunmak veya eziyet etmek ve hayvanları birbirine zarar verecek şekilde dövüştürmek fiilen suç haline geliyor. Sahipli hayvanlar bakımından sahibinin şikayeti üzerine, sahipsiz hayvanlar bakımından ise Orman ve Su İşleri Bakanlığının yazılı başvurusu üzerine soruşturma ve kovuşturma yapılabiliyor. Böyle bir süreci başlatmış olacağız. Dolayısıyla biz bu işleri sahipsiz bırakmayacağız." "Sandıkta özgürlük mücadelesini ver" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suruç'ta yaşananlar ve AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın kardeşinin yaşamını kaybetmesi anımsatılarak, olayı "AK Partililerin kışkırttığı" iddialarına yönelik soruya karşılık, seçim kampanyalarında tüm teşkilatlara "evleri, esnafı dolaşın, ziyaret edin" denildiğini söylemiş oldu.

3-452.jpg

"Ben siyasal hayatımda iki yerde tacize uğramışımdır. Birisi Suruç'tur, birisi Hopa'dır" ifadesini kullanan Erdoğan, Suruç'ta mitinge gittiği sırada terör örgütünce otobüslerine yumurta atıldığını, Hopa'da DHKP-C üyelerinin benzer bir şeyi yaptığını ve korumalarından birisinin ağır y-aralandığını söyledi. Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın ailece teröre karşı mücadele veren yürekli bir aile bulunduğunu belirten Erdoğan, Yıldız'ın vakaı esnafı dolaşırken yanlarına yaklaşanların, "Siz bizim HDP'li olduğumuzu bilmiyor musunuz? Buraya nasıl gelirsiniz?" demesiyle başladığını söylediğini anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu yaklaşım artık PKK'nın alışılagelmiş yaklaşımı. Hele hele bunlar Şanlıurfa'da böyle bir şeyi hiç hazmediyorlar. Çünkü Şanlıurfa'nın bir farklılığı var. Onlara gore bir özelliği var. Bizler başka bir şey söylüyoruz, özgürlük mücadelesi kendi ülkende, kendi kardeşlerine karşı böyle verilmez. Fakat bu PKK kendilerine nazaran özgürlük mücadelesini yahutğlara kaçırarak verir veya mağaralara sokmak suretiyle verir. Veyahutta bizim mimarlarımızı, mühendislerimizi, öğretmenlerimizi bilinmeyen birçok yere kaçırarak verir. Bu mudur özgürlük mücadelesi? Eğer samimiyseniz, dürüstseniz öyle Hans'ı, George'yi bilmem neyi arkana almak suretiyle gelip de özgürlük mücadelesi verme. Özgürlük mücadelesinin tek yeri var. Sandık. Sandıkta özgürlük mücadelesini ver." Cumhurbaşkanı Erdoğan, "bizler yanımıza ne Hans'ı alıyoruz, ne George'u alıyoruz. Bizim yanımızda sadece milletimiz var. Bizler, milletimizle beraber yürüyoruz. Bunun için de başka bir şeyi bizim aramamıza gerek yok. Tabanca şu, bu filan falan yok. Bizim tabancaımız oyumuzdur. Bizim tabancaımız inançımızdır, fikrimizdir, düşüncemizdir. Biz, bu işi 40 senedir bu şekilde yapmış olduk, böyle yapıyoruz fakat siz arkadaş hala bu yola gelmediniz. İşte siz, 7 Haziran en önemli neticeydi." sözlerine yer verdi. "CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, Selahattin Demirtaş'a destek söylemlerinin" hatırlatılması üzerine Erdoğan, şu görüşlerini paylaştı: "tabii, bir tek o değil ki. Diğerlerinin yok mu? ötekiler de aynı destek söylemlerini yapıyor. 'Bir cumhurbaşkanı adayı nasıl olur da cezaevinde kalır?' diyor. Hale bak. Şimdi bu cezaevinde kalan zatın çok daha farklı suçları olabilirdi. Ne olacak? Bunlar, bunun öne sürülen nedeni mi olacak? Ki bunlar bu işin geçmişini çok da iyi bilirler. Çok da farklı bir şekilde bunu yaşadılar. Önü açıldı mı bu işin? Yok. Şimdi burada ne oluyor da size bu terörist örgütlerin arkasında olduğu böyle bir birey için 'Bunun önü açılsın' gayreti içine giriyorsunuz? Ben özellikle de halkıma, milletime şunu hatırlatmak istiyorum, biz, eğer terörle mücadeleyi hakkıyla, dört dörtlük yapacaksak, ben, bu kişilere veya örgütlere karşı 24 Haziran'da benim milletimin gerekli dersi, cevabı vereceğine inanıyorum." Erdoğan, artık Diyarbakır Belediyesi önünde kızları kaçırılan annelerin vakalarına şahit olunmadığına vurgu yaparak, "Bu bölgelerde artık annelerin o huzursuzluğu yok. Sürekli benim senelerdir işlediğim bir mevzu vardır. Nedir o? Bürokratik oligarşiyi kaldıracağız. Şu anda bürokratik oligarşi yüzde 100 kalktı mı? Hayır. Fakat bürokratik oligarşiyi hepimiz şimdi bu yeni sistemle, yeni dönemde ne olursa olsun yok edeceğiz. İşte bu nereden olacak? Bu, bizim bu ileri demokrasinin perde arkasındaki inşallah uygulama bu olacak. Bunu getireceğiz." dedi. "CHP'nin cumhurbaşkanı adayı İnce'nin 'Kürt problemi' ifadesini kullandığının" hatırlatıldığı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Onlara şunu sormak lazım, sizin terörle mücadele adına meydana getirdiğinız bir şey var mı? Bize bunu bir açıklayın. Terörle savaşım adına... Hatta FETÖ'yü de bir cümleyle geçiştirmişler. Var mı böyle bir şey? Yok. Daha ne mevzuşuyorsunuz? Sizin terör diye bir sorununuz yok bir kere ama AK Parti'nin 'terör' diye bir sorunu var. Terörle savaşım eden İsmail Metin Temel Paşa'yı afedersiniz gündemine getirip 'Geldiğim günün derhal ertesinde apoletlerini sökerim.' yani adamın o kadar işleri var ki derhal geldiğinin ertesinde hemen apolet sökecek. O apoleti sen mi taktın da sen sökeceksin? Bu ülke bir hukuk devleti. Sen, hukuk devletinde ne zamandan beri bu işi cumhurbaşkanlarının icra ettiğinı görmüş oldun? Ben, 3,5 yıllık cumhurbaşkanlığımda, 11,5 yıllık başbakanlığımda böyle bir adımı atamadım.

4-249.jpg

Sen neye bakılırsa atıyorsun bu adımı? Bu çırak bile olamamış, diyorum ya. Bu ülkede neler oluyor, sonlanıyor bunlardan dahi haberi yok. Dersini çalışmamış." Muhalefetin insansız hava çalgıları, silahlı insansız hava çalgıları, nükleer santral, 3. Havalimanı, yerli otomobile savaş açtığı ifade edilerek, "örneğin Sayın İnce, kaldıracağım diyor, ama ertesi gün de çıkıp sizi üretim yapmamakla suçluyor. Zorlanıyor musunuz? Bu tutarsız, ikircikli, paradoks, hepsi yaşanıyor, hızlı trene karşı olan birisine iyi mi yanıt vereceksiniz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Bunlar leblebi, çekirdek. Çünkü bu işin bizim için zor tarafı yok. Bunlar çırak bile değil. Hepimiz artık ustalık periyodunu geçirdik. Şu işlerin kabili telif değil." dedi. İnce'nin kendisini televizyonda programa çıkma davetini eleştiren Erdoğan, "Sen 'Kanal İstanbul'a karşıyım' diyen bir insanla neyi konuşacaksın? Utanmadan, sıkılmadan televizyona davet ediyor. Üzerimizden kalkıp reyting sağlayacak kendine. Biz seni muhatap alır mıyız?" ifadelerini kullandı. "Bu sırada hem prompter okuyorsunuz, hem salona hitap ediyorsunuz, o ara bir de Tayyip Elçi'yi seyrediyorsunuz. Bu alkışlanacak bir şey" denilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben prompter okumuyorum, prompteri yaşıyorum. Onlar farklı." dedi. Tayyip Elçi'nin yerinin dolu olması sebebiyle kendi yerine oturması işaretini verdiğini ve oraya oturduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: "hemen, 'Prompteri okuyamadı, takip edemedi, dondu kaldı' falan diyor. Bir yerden dokunduracaklar ya, buradan yakalamaya çalıştı. Olayın gerçeğini, hakikatini anlatınca da oyun bozuldu. Bu malum grupların işi hep karacılık at, tut, iyi mi olsa iz bırakır değil mi? Burada da onu yapmak istediler. Ama o akşam 5-6 bin kanaat önderiyle bizim o iftarı yapışımız bu tarz şeylerin bütün her şeyini alt üst etti. Ne yaparlarsa yapsınlar sonunda biz yolumuza devam edeceğiz. Burada bir gerçeği özellikle Kürt kardeşlerime açıklamak istiyorum. Bak ben 'Kürt kardeşlerim' diyorum, 'Kürtler' demiyorum. Burada bir incelik var.

5-143.jpg

Niye, çünkü bizim dinimiz, 'sadece inananlar kardeştir.' diyor. Ben Kürt kardeşlerimi inananlar olarak görüp, onlara kardeşim olarak bakıyorum. Onlar bizlerden, hepimiz onlardanız. Onun için de kalkıp başka devlet kendilerine aramalarına gerek yok. Hatta hatta daha ileri gidiyorum, toprak aramalarına gerek yok. Bu toprakta yaşayacaklarsa esasen bizim garantimiz altındadırlar. Çünkü AK Parti bugüne dek tüm Türkiye'nin partisi olmuştur. ötekiler maalesef tüm Türkiye'nin partisi olamamıştır, etnisite üzerine hareket etmişlerdir veya bölgesel kalmışlardır. Ondan sonrasında bir yere gitmişlerdir, savundukları yer kavmiyetçiliktir. Ama bizde kavmiyetçilik yok." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, OHAL'in seçimden sonrasında kalkacağı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, göreve geldiklerinde, 2002'nin son aylarında Türkiye'de OHAL olduğunu ve OHAL'i bir ayda kaldırdıklarını anımsattı. Erdoğan, o dönemde partiyi oluşturmak için Güneydoğu'yu gezdiğina işaret ederek, şu görüşlerini paylaştı: "bize o vakit 'OHAL'i kaldırın yeter' dediler.

5-143.jpg

O vakitın OHAL'inde tüm ticari yaşam o bölgede durmuştu. örneğin ben Cizre'yi dolaşıyorum, evlerin bahçelerinde TIR'lar kamyonlar var, çürümeye yüz tutmuş. Meğerse Irak tarafından mazot kaçakçılığı yapılıyormuş. 'biz geldiğimizde bunu halledeceğiz' dedik. O vakit Abdullah Bey Başbakan, OHAL'i bir ay içinde kaldırdık. Ama bugünün OHAL'i o OHAL değil, orada kan gövdeyi götürüyordu. Ama şimdi hepimiz o dönemi sıyırdık, o dönemden geçtik. Bu dönemdeki OHAL'in amacı, 15 Temmuz FETÖ terör örgütünün Türkiye'yi soktuğu atmosferden Türkiye'yi kurtarmak ve terörle mücadelede işimizi kolaylaştırmak. Şu anda hepimiz herhangi bir yerde bir bırakım duyuyor muyuz, üniversitelerimizde bir vaka duyuyor muyuz, hayır. Niye OHAL var. Fakat nasip olursa inşallah 24 Haziran'dan sonra bu OHAL'i masaya yatırıp, kaldırmak suretiyle bu süreci devam ettireceğiz. Bu demek değil ki yeniden OHAL gelemez mi. OHAL'in gelmesi sorun değil, eğer OHAL'i gerektirecek bir vaziyet söz mevzusu olursa OHAL yine gelir fakat niçin gelir, terörle mücadele için gelir. Çünkü terörle mücadelede asla bu işi sekteye uğratmamamız gerekir. Çünkü şu anda en önemli sorunumuz terör. Bunu başaracağız. Bunu başardığımız anda iktisat de çok daha iyi noktaya gider, eğitim de çok daha iyi noktaya gider, ulaşım, yatırımlar, alt yapı hepsi çok daha iyi noktaya gider. OHAL'i bizler burada kullanıyoruz. Yoksa vatandaşımın özgürlüklerinde, toplumsal yaşamda değil. Böyle bir şey için onu engellemiş olan bir unsur olarak OHAL'i kullanmadık ki?" "Beyaz Türklerin kimler bulunduğunu halkım çok iyi bilir" Muharrem İnce'nin "Ben Türkiye'nin z-encisiyim" söylediği hatırlatılarak, "Acaba roller değişti mi? Kısaca dünün AK Partisi bugün Türkiye'nin beyaz Türkleri haline geldi, itilmiş kakılmışları da CHP'liler mi oldu?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Bu ekranda hiç halkı aldatmaya gerek yok. Türkiye'de beyaz Türklerin kimler olduğunu benim halkım çok iyi bilir." dedi. "Şimdi Bay Kemal, Bay Muharrem'in şunu bilmesi lazım, 'Ben bu millete efendi olmaya geldim' o size ilişik, bize ilişik değil. Hepimiz hizmetkar olmaya geldik, aramızdaki fark bu. Biz, bu ülkede seneler yılı b-eyaz-z-enci farkında b-eyaz Türk muamelesi görmedik, z-enci T-ürk muamelesi görmüş olduk. Neyle? İnancımızla, fikrimizle, düşüncemizle.

4-249.jpg

Bizim çocuklarımız imam hatiplerin kapısından çevrildi Bay Muharrem, senin çocukların çevrildi mi?" İnce'nin bugün başörtüsü savunuculuğu meydana getirdiğinın belirtilmesi üzerine de Erdoğan, "Başörtüsü konusunda savunamıyor da 'Ben imam hatipte 3 yıl öğretmenlik yapmış oldum' diyor. Sen öğretmenlik yapsan ne yazar? Kim bilir o öğrenciler senden ne eza, cefa çektiler. Çünkü siz bir kere hep uygulamalarınızda başörtüsüyle ilgili, mesela Anayasa Mahkemesine gidişleri var. Nerede, malum o 417 kararında imzan var, senin de imzan var, Bay Kemal'in de imzası var. Kimi aldatıyorsunuz?" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce'nin iki farklı propaganda yürüttüğü belirtilerek, bunu iyi mi yorumladığının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Şimdi şöyle bir gerçek var; Bay Kemal biliyor ki Bay İnce seçilemeyecek. Bay Muharrem seçilemeyeceğini bildiği için bir defa koltuk noktasında bu kişiyi ekarte etmiş olacak. Tekrar bununla uğraşmayacak. Fakat Bay Muharrem de biliyor ki 'Ben her ne kadar burada elemine olsam da ben bunun başına bela olacağım.' Öyle yada böyle. Kendine bu seçim kampanyalarında bir zemin oluşturma benzer biçimde bir gayreti olacak. Bundan sonraki süreçte CHP'nin içindeki özellikle bu dalaş çok daha farklı bir şekilde yürüyecek. Bizim bütün hedefimiz, 24 Haziran'ı başarıyla atlatmak, bu tarz şeylerin da tabii derdi seçim değil, koltuk davası. Bu koltuğu kim kapar, bunun gayreti içerisinde bunlar bu süreci yürütüyorlar." ABD ile yapılan Münbiç mutabakatı hatırlatılarak, "Orada bir iddia var. 'Türkiye, Münbiç karşılığında Doğu Fırat'la ilgili rezervlerinden vazgeçti.' deniliyor. Bu doğru mu?" yönündeki soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez Münbiç'in bu şekilde bir pazarlığı ne olursa olsun olmamıştır, bu tarz şeylerin hepsi iftiradır. Hepimiz bu tür konularda bir kere öyle rahat basit pazarlığa oturmayız. Kim adına, neyin pazarlığını yapıyoruz?" dedi. "Bir kez Münbiç Kürtlerin değildir" ifadesini kullanan Erdoğan, "Münbiç ne YPG'nin, ne PYD'nin hiç değildir. Yüzde 95 Araplarındır." diye mevzuştu. "Toplantı alanlarını vurduk" Türkiye'nin burayla beraber Irak'la ilgili gelişimleri bulunduğunun da altını çizen Erdoğan, şu anda Kandil üzerinde ısrarla durulduğunu aktardı. Erdoğan, ilk adım olarak 20 uçakla Kandil'de 10 önemli hedefi vurduklarını hatırlatarak, bu hedefler arasında cephanelikler bulunmuş olduğunu bildirdi. CHP'nin Kandil'de kimsenin kalmadığı iddialarına yönelik Erdoğan, "bunların bilerek konuştukları yok. Neyi biliyor, kimden haber alıyor? Demek ki bunlara FETÖ vakasında olduğu şeklinde herhalde Amerikan istihbaratı data veriyor ona nazaran konuşuyor." ifadesini kullandı. Erdoğan, CHP'nin Kandil'den istihbarat aldıkları yönündeki açıklamalarına ilişkin de şunları kaydetti: "Onu diyorlarsa zaten o daha büyük tehlike. O zaman benim halkımın çok iyi değerlendirmesi lazım. Şimdi Kandil sana bu şekilde bir danışma veriyorsa bir, orası boşaltılmadı aslına bakarsak.

2-739.jpg

Biz işi bırakmadık, danışmaımız çalışmaları sürdürüyor, bu yeni çalışmalarda yeni bilgilere ulaştık. Yeni bilgilerle beraber tekrar operasyonlarımızı yapmış olduk. Bu son operasyonlarda oradaki çok önemli bunların toplantı alanlarını vurduk. Hemen hemen neticesini almadık fakat vuruldukları kati. Bunu ilk defa sizinle paylaşıyorum. Bir ihtimal bu akşam Silahlı Kuvvetlerin sitelerinde de yayınlanabilir. Öyle bir (konsey) toplantı. Buradan gelmek istediğimiz şey şu, bu tarz şeylerin bizim için kimlikleri de önemli doğal. Şu anda hepimiz adım adım bu işin üzerine gidiyoruz. Sincar bizim için niçin önemli? Çünkü Sincar bizim için ikinci bir Kandil'dir. Onun için biz Sincar'da da böyle bir şeyi tespit ettiğimiz anda, gereğini yapacağız. Burada MİT'in yoğun bölgeyle ilgili çalışmaları devam ediyor." Suriye'nin kuzeyinde de aynı şekilde çalışmaların sürdüğünü belirten Erdoğan, mutlaka gevşeme olmayacağını vurguladı. İdlib'de de El Nusra'nın belli bir bölümüne karşı bir operasyonu Rusya'nın icra ettiğinı bildiren Erdoğan, "bizler onlara da gerekeni söylüyoruz." dedi. Kandil'e kara harekatı "Kandil'e kara harekatı olur mu?" sorusuna da Erdoğan, "Şimdi Kandil'le bulunmuş olduğumuz yer çok çok farklı bir yer. Bizim tabii kuzey Irak'ta biliyorsunuz ki bazı üslerimiz var. Bu üslerin güçlendirilmesi lazım. Bunu yaparken de bunu Irak Merkezi Hükümetiyle birlikte yapalım istiyoruz." yanıtını verdi. Erdoğan, Kandil'e yönelik operasyonda vurulanlar arasında önemli isimlerin bulunup bulunmadığına ilişkin bir sual üzerine, "hepimiz bunu büyük olasılık olarak görüyoruz." karşılığını verdi. Erdoğan, daha önce "İyi haberler vereceğim" şeklinde bir cümlesi bulunduğunun hatırlatılması üzerine, "O işte bu." ifadesini kullandı. Erdoğan, "Önümüzdeki saatlerde sonuçlarını göreceğiz" şeklindeki ifade üzerine de "Saat veya gün. Belli olmaz, çünkü basit yerler değil." dedi. Bedelli askerlik Cumhurbaşkanı Erdoğan, bedelli askerlik konusunda bir takvim vermesine ilişkin soruya da bununla ilgili bir takvimi kendisinin vermesinin yanlış olacağını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bunu, benim başkan olduğum anda çalışacağım insan yada insanlar kimdir? Birinci derece Genelkurmay Başkanım'dır ve milli müdafa Bakanım'dır. Onlarla birlikte bunu tabii ki müzakere edeceğiz, tartışacağız. Şu anda bir kere ihtiyaç var mı yok mu, bu bir. İki, şu anda bizler terörle mücadele ederken, bunun zamanlamasını iyi mi yapağız. Çünkü bir tarafta terörle mücadele var, bir tarafta da bedelli askerlikle siz terörle savaşım noktasını bir kenara koyuyorsunuz. Onun için bu hassasiyeti göz önüne almamız lazım." Bu hassasiyet içerisinde bedelli askerliğin ne zaman çıkacağı konusunda diğerleri gibi bir adım atmayacağını vurgulayan Erdoğan, "Burada bir birikim var, bu birikimi de biliyoruz. Dolayısıyla hepimiz şimdi Bay Muharrem gibi bu işin haricinde değiliz ki. Elimizde de bir birikim var, bunun beklentisi var, yurt dışından var, yurt içinden var. Bunun sayıını çok cüzi bir miktara da indirdik. Şu anda bu kapıyı açtığımız zaman buraya ciddi bir huruç harekatı olacaktır. Aslen burayla ilgili atılacak çok farklı adımlar da var. Onun için ben Genelkurmay Başkanıma da milli savunma Bakanıma da söyledim. Bizler bu yeni düzenlemeleri silahlı kuvvetlerle ilgili çok daha farklı ele almamız lazım." dedi. F-35 savaş uçaklarının gelip gelmeyeceğine ilişkin bir başka soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda bir manisi yok. İşi savunma sanayi Müsteşarlığımız takip ediyor. Zaten pilot noktasında gönderildi, orada belli bir eğitim falan da aldılar. Takvim çalışıyor. Şu ana kadar da 800 milyon dolar bizler bunlar karşılığında ödeme yapmış olduk. Bu ödemelerimiz de aksamadan devam ediyor. Kısaca bizler bir kez sözleşmemize sadığız, herhangi bir orada da aksama söz mevzusu değil." karşılığını verdi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.