Kreatif direktör Kemal Yavuz, hayatımıza giren yapay zeka ile ilgili yazısını kaleme aldı. Yavuz, yapay zekanın günümüzde hayatımızı kolaylaştıran bir asistan olduğuru söyledi.
İşte Yazısı;
Yapay Zeka: Kişisel Asistanınızdan Şirketinizin Stratejistine Dönüşüm
"Yapay zeka" kelimesi artık hayatımızın her alanında. Kimi zaman bilim kurgu filmlerinden fırlamış, anlaşılması güç bir teknoloji gibi düşünsek de, birçoğumuz onu günlük hayatımızda kullanmaya başladık bile. Akşam yemeği için tarif aldığımız, tatil planı sorduğumuz veya saatler süren bir toplantının özetini çıkarmak için faydalandığımız bu teknoloji, hayatı kolaylaştıran kişisel bir asistana dönüşüyor.
Peki, buzdolabındaki malzemelerle tarif üreten yapay zeka araçlarının, bir şirketin pazar stratejisini veya bir girişimin operasyonel verimliliğini şekillendiren prensiplerle ne ilgisi olabilir? Aslında çok şey. Bu yazıda, kişisel hayattaki basit yapay zeka kullanımlarının, iş dünyası liderleri için ne kadar derin stratejik dersler içerdiğini ve rekabette nasıl bir fark yaratabileceğini gerçek hayattan örnekler üzerinden inceleyelim.
1. Kaynak Optimizasyonu: Yemek Tarifinden Pazarlama Bütçesine
Kişisel hayatlarımızdan basit bir örnekle başlayalım. Buzdolabında birbiriyle alakasız görünen birkaç malzeme (tavuk, yoğurt, biraz sebze) olduğunu ve ne pişireceğinizi bilmediğinizi varsayın. Yapay zekaya bu malzemeleri listelediğinizde, size saniyeler içinde pratik tarif önerileri sunar. Bu, hem eldeki kaynakların israfını önler hem de yaratıcı bir çözüm sunar.
Peki, bu basit eylemin iş dünyasındaki karşılığı nedir? Bu, "kısıtlı kaynaklarla maksimum değer yaratma" ilkesinin mükemmel bir modelidir. Bir KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme) için bu, elindeki mevcut müşteri verilerini (buzdolabındaki malzeme) analiz ederek, büyük reklam bütçeleri harcamadan, bu veriye özel, düşük maliyetli ve yüksek dönüşümlü pazarlama kampanyaları (tarif) oluşturmak anlamına gelir. Mesele, daha fazla harcamak değil, eldekiyle daha akıllı işler yapmaktır.
2. Süreç Optimizasyonu: Kiler Düzenlemeden Operasyonel Verimliliğe
Bir başka tanıdık senaryo da dağınıklıktır. Gözünüzde büyüyen dağınık bir kileri veya dolabı düzenlemek için yapay zekadan adım adım bir plan istediğinizi düşünün. Size, "önce her şeyi çıkar, sonra kategorize et, son olarak yerleştir" gibi mantıklı bir iş akışı sunarak karşılığı yönetilebilir adımlara böler.
Bu, temel düzeyde bir "süreç optimizasyonu" simülasyonudur. Bir startup için bu, karmaşık bir "müşteri karşılama (onboarding)" veya "sipariş teslimat" sürecini yapay zekaya haritalandırıp, sistemdeki darboğazları tespit etmek, tekrarlayan adımları otomatize etmek ve tüm operasyonu standartlaştırarak verimliliği artırmak demektir. Amaç, sadece karışıklığı çözmek değil, hata oranlarını düşürerek öngörülebilir ve tekrarlanabilir bir büyüme altyapısı inşa etmektir.
Sonuç: Stratejiyi Yürütmek, Sadece Aracı Kullanmak Değil
Gördüğünüz gibi, ister haftalık yemek menünüzü, ister şirketinizin bir sonraki çeyrek stratejisini planlıyor olun, temel prensip aynıdır: dağınık bilgiyi ve sınırlı kaynakları, akıllı bir eyleme dönüştürmek. Yapay zeka bu noktada güçlü bir destek görevi görüyor.
Ancak teknoloji tek başına yeterli değil. Asıl farkı yaratan, insanın merakı ve stratejik düşünme yeteneğidir. Yeni dönemde en değerli yetkinlik, "doğru soruları sorma sanatı" haline geliyor. Hayatlarında ve pazarda lider olacak olanlar, bu yeni teknolojik ortağa en doğru soruları sorarak ondan en akıllı cevapları almayı başaranlar olacaktır.





















Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.