• BIST 10643.58
  • Altın 2504.005
  • Dolar 32.1989
  • Euro 34.8984
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 18 °C

Hastalıkta Ve Sağlıkta

Hastalıkta Ve Sağlıkta
Hastalıkta Ve Sağlıkta

Yaşlı bir adam her vakit camiye gelir, farza durur, imam selâm verir vermez, son sünneti kılmadan, tesbih çekmeye kalmadan hemen camiden çıkar giderdi.Bir, iki, üç ay derken bu, altı ay kadar devam etti.Bu adam neden sünneti kılmıyordu, üstelik cemaatle birlikte tesbihe ve duaya da kalmıyordu? Kimdi bu adam, neden böyle yapıyordu?

1-017.png

Yoksa bir bildiği mi vardı? Neden herkesten ayrı hareket ediyordu? İyi, güzeldi ve her vakit camiye geliyordu da neden böyle yapıyordu? Hakkında pek de iyi düşünmüyordu. Bir sebebi varsa da öğrenmeliydi. Belki yardımı olurdu. Sonunda bir namaz vakti mihrabı müezzine terk etti, kendisi arkada cemaate katılarak farzı kıldı. Maksadı bu adamı camiden çıkmadan önce yakalamak ve bir şekilde böyle davranmasının sebebini sormaktı. Adam yine tam vaktinde camiye geldi, cemaatle farzı eda etti, imam selâm verir vermez de her zaman olduğu gibi hemen kapıya yöneldi. Tam çıkacakken peşinden yetişti imam ve durdurdu: “Allah kabul etsin kardeşim” dedikten sonra merakını dile getirdi. “Aylardır merak ediyorum.

2-240.jpg

Geliyorsun, farzı cemaatle kılıyorsun, son sünneti kılmaya kalmadan ve tesbih çekmeden, duaya katılmadan aceleyle çıkıp gidiyorsun. Sizce bir sakıncası yoksa sebebini öğrenebilir miyim?” Adam düşünceliydi. Dertli olduğu, bir sıkıntı içinde kıvrandığı bakışlarından, yüz hatlarından belliydi. İmam efendiye derdini anlatmaya başladı: “Hocam, evde hasta bir hanımım var, felçli, on üç yıldır, ne ayağa kalkabiliyor, ne kendi işini görebiliyor, ne de konuşabiliyor. Çocuklarımız da olmadı, başka kimsemiz de yok. Bütün ihtiyaçlarını ben görüyorum. Ben indirip kaldırıyorum, ben yedirip içiriyorum. Ezan okunur okunmaz da he­men camiye koşuyorum, eşimin bir ihtiyacı olur diye farzı kılar kılmaz çabucak kalkıyorum, eve dönüyorum.”Mahcup olmuştu. Adam hakkında kendisi neler düşünüyordu, adamcağızın hali neydi? Sadece teşekkür etmekle yetindi. “Hocam,” dedi, “isterseniz eve buyurun, bir çayımızı, kahvemizi içersiniz.” “Olur inşaallah, müsait bir günde geliriz” dedi. Daveti kabul etti. Birgün kalktı, müezzinle birlikte hasta ziyaretine gittiler. Durum açıktı ve gözler önündeydi. Yılların ıstırabı sonucu kadıncağız erimiş, küçülmüş, bir yumak olmuştu. Sessiz sedasız yatıyor, sadece gözleri parlıyordu.Sohbet esnasında evin sahibi bir sırrını paylaştı misafirlerle: “Bir evim, bir de dükkanım var.

3-175.jpg

Kimsemiz de yok. Düşündüm, taşındım, ben ölürsem bu kadına kim bakar? Aklıma bir çare geldi. Tapu dairesine gittim, evi de, dükkanı da eşimin üzerine tapu ettirdim. Ben öldükten sonra birisi çıkar da, evin ve dükkanın kendisine kalacağı düşüncesiyle belki bu kadına bakar. Ne dersiniz doğru yapmış mıyım?” Evet doğru yapmıştı, hem de ne doğru. Bu sefer hayreti bir kat daha arttı. Takdir duygularını dile getirmekten başka bir şey yapamadı. Hayatta ne insanlar vardı, Allah’ın ne güzel kullan yaşıyordu? Ne müthiş bir aileydi bu? Aralarındaki nasıl bir aşktı, nasıl bir sevgiydi? Hayır, hayır bu aşk falan değildi, bütünüyle bir şefkatti, hiçbir dünyevî karşılık beklemeden yapılan bir insanlıktı. Aradan fazla bir zaman geçmedi. Komşulardan birisi acı bir haberle camiye damladı: “Hocam,” dedi, “sizlere ömür, hacı amcayı kaybettik. Bir cenaze salası verir misiniz?” Şimdi üzülme sırası kendisine geldi. “Hacı efendi Allah’ın rahmetine kavuştu, ama bu felçli kadın ne yapacaktı, ona kim bakacaktı? Bir hayır sahibi çıkar mıydı acaba? En azından geride kalan eve ve dükkana sahip olmak için birisi bulunur muydu?”

2-240.jpg

Bu düşüncelerle gitti, salayı okudu. Namaz saatini bekliyordu. Yarım saat sonra bir haber daha geldi. “Hocam, Hacı amcanın eşi de rahmetli oldu.” Günlerden Cuma’ydı. Gitti, ikinci salayı da verdi. İki hak dostu, Allah’ın iki sevgili kulu mübarek bir günde birlikte yolculuğa çıkmışlardı, ebedler ülkesine.. Dünyada beraberlerdi, hayatları aynı yastıkta geçmişti. Biri gidince, geride kalan da dayanamadı ayrılığa, o da peşinden yola çıktı. Aynı âlemde buluştular. Bu mutlu ve umutlu, bu nurlu ve huzurlu, bu sevdalı ve müşfik aileyi ne komşular unutabildi ondan sonra, ne de hoca efendi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Tüm romatizmal ağrıları iyileştiren mucizevi karışım!31 Ocak 2019 Perşembe 22:07
  • Gunun Hikayesi :Erkek Evlat14 Ocak 2019 Pazartesi 00:21
  • Asla Affetmem diyenlere13 Ocak 2019 Pazar 23:56
  • Musluk Tamircisi13 Ocak 2019 Pazar 23:40
  • SABAH NAMAZI13 Ocak 2019 Pazar 22:48
  • OKURKEN AĞLIYACAKSINIZ.12 Ocak 2019 Cumartesi 18:51
  • İnternette Biriyle Tanışan Kadının Başına Gelenler.12 Ocak 2019 Cumartesi 18:26
  • 7 Kızı Olan Anne Mutlaka Okumalısınız11 Ocak 2019 Cuma 18:10
  • Hamile Gelinin canı et istemiş10 Ocak 2019 Perşembe 22:34
  • İbretlik Kız İsteme Hikayesi09 Ocak 2019 Çarşamba 21:48
  • EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Haberdarım | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

    Haber Yazılımı: So Bilişim